Nermin Bezmen / Roman / PMR Publications / 2014 / 520 sayfa
Ayşegül Şenay KAŞKAR –
Nermin Bezmen, 30 Nisan 1954 tarihinde Antalya’da dünyaya geldi. Maçka İlkokulu’nu bitirdi. Atatürk Kız Lisesi’nde okurken, son sınıfta AFS (American Field Service / Uluslararası Öğrenci Değişim Programı) bursuyla Amerika’ya gitti. Dönüşte Sultanahmet Sevk ve İdarecilik Yüksek Okulu’na devam ederek 1974 yılında mezun oldu. 1975 yılının Ocak ayında 21 yaşındayken, yanında çalıştığı 39 yaşındaki iş adamı Pamir Bezmen’le evlendi. İki çocuğu oldu. 29 Ocak 2009’da eşini kaybetti. 2015 yılında oyuncu Tolga Savacı ile evlendi ve ABD’nin New Jersey eyaletine yerleşti.
Bezmen, televizyon sunuculuğu, dergi yazarlığı ve halkla ilişkiler faaliyetleri yürüttü; geleneksel Türk sanatları ile ilgilendi. Kendi atölyesinde yetişkin ve çocuklara resim dersi verdi.
1991 yılında roman yazmaya başladı. Anne tarafından dedesi olan Kurt Seyt’in hikayesini araştırarak roman haline getirdi. Bunun dışında, popüler edebiyat dalında rağbet gören pek çok kitap yazdı.
Kitapları
Kurt Seyt & Shura, Sır, Aurora’nın İncileri, Sırça Tuzak, Mengene Göçmenleri, Zihnimin Kanatları, Bizim Gizli Bahçemizden, Kırk Kırık Küp (Hikâye), Bir Gece Yolculuğu, Bir Duayen’in Hatıratı: Fuad Bezmen, Turkuaz’a Dönüş Bilge Nadir-Nevzat’ın Anılarından Asil Nadir Gerçeği, Dedem Kurt Seyit ve Ben, Gönderilmeyen Aşk.
Kurt Seyt & Shura
Nermin Bezmen, bu kitabında ‘Çarlık Rusyası’nın debdebeli yaşantısından Bolşevik ihtilali ile İstanbul’a sürüklenen hayatları anlatıyor. Bu kitapla; 1892’nin Yalta’sından St. Petersburg’un saltanat günlerine, Karpatlar cephesinden ihtilal günlerine ve nihayet işgal altındaki İstanbul’a, 1920’lerin Pera’sına, macera dolu bir yolculuk yapacak, parçalanmış Osmanlı imparatorluğunun son günlerini yaşayacaksınız.
Kurt Seyt & Shura gerçek bir hayat hikayesinden yola çıkılarak yazılmış bir kitap. Kurt Seyt (Seyit) yazarın dedesidir. Roman 1890′ların Çarlık Rusya’sından 1920′lerin Türkiye’sine kadar olan bir dönemi kapsıyor. Okuyucularını ihtişamlı Çarlık dönemi Rusya’sından İstanbul’un Beyoğlu’suna sürükleyen bu roman bir aşk romanı olmanın çok ötesinde tarihi, aşkı, hüznü, ayrılıkları harmanlayıp anlatıyor.
Hikayemizin kahramanı Kurt Seyt, Rus Çarı Nicholas’ın askerlerinden biri, Kırımlı Mirza Eminof’un oğlu Üsteğmen Seyit Eminof’tur. Seyt’ten bahsederken Nermin Bezmen onu aşağıdaki gibi tarif eder:
“Alnına doğru perçemlerle düşen saçları ve bıyığı kestane rengiydi. Boyu çok fazla uzun olmamakla beraber, duruşunda, tavırlarında heybetlilik vardı. Adaleli, biçimli vücudunun iyi çalıştırıldığı belliydi. Çakmak çakmak bakan lacivert gözleri, kemersiz düz burnu, biraz mağrur, biraz müstehzi bir ifade taşıyan dudakları ve yüz hatlarını noktalamış gibi çenesinde duran derin çukurluk, ilk göze çarpan hususlardı.”
Shura ise soylu Rus Verjensky ailesinin henüz 15 yaşında güzel kızı olan Alexandra Julianova Verjenskaya. Sapsarı lüleleri, uzun kirpikleri, çekik mavi gözleri, muntazam, ucu kalkık burnu ile mahcup bir güzel kız. İkisinin yolları bir partide kesişir ve ilk anda birbirlerine aşık olurlar. Buluşmaya başlarlar. Shura, Seyt’in arkadaşları ile tanışır. Bir süre sonra ayrılmak zorunda kalırlar. Seyt savaşa gider. Birbirlerini unutmaz ve mektuplaşırlar.
Daha sonra Bolşevik ihtilali gerçekleşir. Seyt, Bolşeviklerin ölüm listesinde yer alır ve Rusya’dan kaçarak Türkiye’ye gelir. Beraberinde getirdiği silahları Mustafa Kemal’in Kuva-yi Milliyesine teslim eder. Shura sevdiği erkekle birlikte vatanını terk eder. Atıldıkları bu macerada bir daha hiç göremeyecekleri vatanlarına, ailelerine, artık yaşamayacakları geçmişlerine hasretlerini aşklarında dindirmeye çalışırlar …