Kürşat Şahin YILDIRIMER / Uzman Sosyolog – Terapist
Bedeniniz başka bir şey söylüyorken ettiğiniz dostça sözlerin hiçbir anlamı yoktur.
J. BORG
‘Yaşamın anlamı’, her insanın en azından bir döneminde kendine sorduğu bir sorudur…
Bu sorunun cevabının çok farklı biçimlerde kişilere göre değişkenlik gösterdiğini farkediyoruz.
Kendi içimizdeki anlam arayışı yaşam boyu sürüp gidiyor.
Her insan aslında kendi içinde koskoca bir dünyadır; onun davranışları, duyguları, düşünceleri, çocukluk yaşantıları, bilinçdışı süreçleri, geçmiş yaşam olayları, değer yargıları, yetiştiği kültür, genetik mirası ve daha birçok etken …
Evrim bize bilinçdışı bir zihin vermiştir çünkü bilinçdışı müthiş miktarlarda bilgi girişini ve bu bilgilerin işlenmesini gerektiren bir dünyada hayatta kalmamızı sağlayan şeydir.
Duyusal algımız, anılarımızı hatırlamamız, gündelik kararlarımız ve faaliyetlerimiz bütünüyle çaba göstermeden olup bitiyormuş gibi görünür, fakat bunun yegâne sebebi, bunların gerektirdiği çabanın, beynimizin farkındalığımızın dışında kalan kısımlarında harcanıyor olmasıdır.
Psikoloji literatürü kendimize ilişkin olumlu yanılsamalar barındırmanın kişisel ve sosyal yararlarını gösteren araştırmalarla doludur.
İnanmak istediğimiz gerçekleri biz seçeriz. Ayrıca arkadaşlarımızı, sevgililerimizi ve eşlerimizi sırf bizim onları nasıl algıladığımıza değil, onların bizi nasıl algıladığına bağlı olarak da seçeriz.
Olayların genellikle şu ya da bu teoriye uygun olarak gerçekleştiği hayatta, fizikteki olguların aksine, gerçekte neler olduğu büyük ölçüde bizim hangi teoriye inanmayı seçtiğimize bağlıdır.
İnsan zihninin, kendimize ilişkin olarak, bizi hayatta kalmaya en çok iten teoriyi kabul etmeye olağanüstü açık olması bir lütuf ve hatta mutluluktur.
Sevgiyle kalın.