GÖRDÜKÇE… / Eczacı Bengi MERGEN (E.)
Merhum Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’in yıllar önce söylediği şu sözler dikkat çekicidir:
“Enflasyon Batı dünyasının çok korktuğu bir olaydır. Zira yüksek enflasyon (Ekonomik dengelerin bozulmasının sebep olduğu fiyatlardaki yükselme hızı) insanların ahlaki değerlerinin bozulmasına sebep olur. Gasp, hırsızlık, ihtikar (hesapsız kârlılık), fuhuş vs. artar. Bu kavramların artması ile tamiri çok zor olan bir genel bozulma oluşur.”
Bunları niye yazdım? Bozulan ekonomik yapımız sebebiyle fiyatlarda hesapsız ve sebepsiz yükselişten şikayet için… Sade vatandaşın en öncelikli ihtiyacı beslenmedir. Gıda maddelerini karşılayacak gelire sahip olamayan, eti kıyma olarak ayda bir kez yarım kilo veya 250 gr alacak duruma gelen insanlarımız, çocuğunun beslenme çantasına bir şey koyamadığı için okuluna gönderemiyorsa ahlaki değerleri de erozyona (aşınmaya) uğrar…
Meyve sebzenin üretildiği ve tüm yurda dağıtıldığı yer Antalya… Antalya’dan İstanbul’a nakliye ile Milas’a nakliye eşit olabilir mi? TV’lerdeki gıda fiyatlarını veren haber programlarındaki rakamlar aynen bizim Milas’taki esnaf tarafından da uygulanıyor… Bizim bölgemizin ürünü olan portakal 15 TL, Mandalina 10 TL… Buna benzer bütün fiyatlamalar aynı…
Bizim yaştakiler hatırlayacaklardır. 1954-55 yıllarında gene böyle bir ekonomik dalgalanma olmuş, dolar 1,78 TL’den 4,5 TL’ye çıkmış, herkes üretici veya satıcı aklına estiği gibi “fırsatçılık” diyebileceğimiz bir uygulamaya yönelmişti… Menderes Hükümeti bunu önleyebilmek için “MİLLİ KORUNMA KANUNU” çıkartmış, hatta o kabinede hemşerimiz merhum Zeyyat Mandalinci de Ticaret Bakanı idi …
Bu kanun uyarınca bütün yurtta Polis, Belediye Zabıtası ve Maliye denetim elemanları hep birlikte maliyet-kâr-fiyat denetleyerek esnafa “altından kalkamayacağı” cezalar uygulamışlardı. Bu uygulama, günahlı günahsız birçok esnaf ve tüccarı, hatta üreticiyi mesleklerini icra edemeyecek hale getirmişti…
O zaman insanlarımız hem “İyi oldu, dinsizin hakkından imansız gelir” demiş, hem de yakınlarından birilerine uygulanan yaptırımlardan onlar adına üzülmüşlerdi…
Allah için düşünelim. Çok değil 6 ay önce 45-50 TL olan peyniri 200 TL üzerinde satılması hangi insafa sığar?
Arazi ve kazançtan oluşan gelir vergisi haricinde hiçbir gideri olmayan OTOPARK ücreti 20-30 TL (İzmir’de 40-50-60 TL) olursa bu fırsatçılık değil de nedir?
Üreticiden toptan olarak 10-11 TL alınan sütten üretilen 1 kg peynirin kilosu 200-250 TL olursa bu fırsatçılık olmaz mı?
Sonuçta yeni bir MİLLİ KORUNMA KANUNU gelirse hiç şaşırmayalım.