• Künye
  • Gizlilik Sözleşmesi
  • Reklam
Cumartesi, Nisan 1, 2023
  • Giriş Yap
Milas Haber
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • Kategoriler
    • Gündem
    • Bohça
    • Kültür & Sanat
    • Bir Satır
    • Spor
  • Köşe Yazıları
    • A. Kemal KAŞKAR
    • Dr. Kahraman KARAİSAOĞLU
    • Eczacı Bengi MERGEN (E.)
    • Hüseyin AÇAR
    • Doç. Dr. Kürşat Şahin YILDIRIMER
    • Yılmaz Kaya AYLANÇ
    • Melih KAŞKAR
    • Dr. Halise Heves ÖZYILMAZ
    • Dr. İlknur GENÇOĞLU YILDIRIM
    • Begüm AYDINALP
  • İletişim Bilgilerimiz
No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • Kategoriler
    • Gündem
    • Bohça
    • Kültür & Sanat
    • Bir Satır
    • Spor
  • Köşe Yazıları
    • A. Kemal KAŞKAR
    • Dr. Kahraman KARAİSAOĞLU
    • Eczacı Bengi MERGEN (E.)
    • Hüseyin AÇAR
    • Doç. Dr. Kürşat Şahin YILDIRIMER
    • Yılmaz Kaya AYLANÇ
    • Melih KAŞKAR
    • Dr. Halise Heves ÖZYILMAZ
    • Dr. İlknur GENÇOĞLU YILDIRIM
    • Begüm AYDINALP
  • İletişim Bilgilerimiz
No Result
View All Result
Milas Haber
No Result
View All Result
Ana Sayfa Bir Satır

Sokak Kızı Maggie – Bir Newyork Hikâyesi

Milas Bakış Gazetesi Yazar: Milas Bakış Gazetesi
3 Mart 2023
in Bir Satır
0
0
SHARES
0
VIEWS
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Stephen CRANE / Roman / İngilizce aslından Çeviren Nilgün MİLER / TÜRKİYE İŞ BANKASI Kültür Yayınları / 4. Basım 2022 / 107 sayfa

A. Kemal KAŞKAR –

Stephen Crane 1871 yılında doğmuş ve 1900 yılında, çok genç yaşta yaşamını yitirmiş, adını pek duymadığımız Amerikalı Yazar. Savaş muhabirliği yapmış bir gazeteci de olan Crane’nin adı, Amerika’nın önde gelen gerçekçi yazarları arasında anılıyor … Nilgün Miler’in ustaca çevirisiyle TÜRKİYE İŞ BANKASI Kültür Yayınları tarafından dilimize kazandırılan kitaptan ‘sahici bir sokak dili’ tadını alıyorsunuz. Bunu; Crane’in kendi dilinde öyle yazmış olmasından daha önemlisinin, Türkçe okurken, sokağın o sahici, sert dilini hissettirmenin önemine dikkat çekmek bakımından belirtmek istedim. Romanı okurken, anlatılanların gözünüzde canlandırttığı sahnelerle ilgili olarak da aynı çeviri memnuniyetimi not etmeliyim …

Kitabın arka kapağında verilen bilgilere göre; “Eserleri çağdaş Amerikan Natüralizminin başlangıcını işaret eden Crane, günümüzdeki Amerikan yazınının gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Maggie: A Girl of the Streets (1893) ile The Red Badge of Courage (1895) adlı romanları ve “The Open Boat” ile “The Blue Hotel” gibi hikâyeleriyle tanınmaktadır. Yazarın Active Service adlı eseri, 1897 yılındaki Osmanlı-Yunan Savaşı’nda muhabir olarak görev yaptığı sırada edindiği tecrübelere dayanır.”

Arka kapakta, kitabın konusuna ilişkin ipuçları eşliğinde şu bilgilere yer verilmiş:

“New York’un soygunlara, cinayetlere, fuhuşa sahne olan, göçmenlerle yoksulların yaşadığı kesimlerinin hiç de yabancısı olmayan Stephen Crane, 1893’te Johnston Smith müstear ismiyle yayımladığı Sokak Kızı Maggie’de kendi gözlemlerinden faydalanır. İrlandalı göçmen bir ailenin üç çocuğundan biri olan, alkolik ebeveyn şiddetinin ve zorlu sokak şartlarının gölgesinde savunmasız kalan Maggie, kötü geçen çocukluğunun ardından daha iyi bir hayat düşüyle etrafına imrenerek bakan ve sevilmek isteyen bir genç kadına dönüşür. Büyük şehrin kenarda köşede kalmış insanlarının gündelik hayatını ve alışkanlıklarını anlatan Crane, bize dönemin New York’undan bir kesit sunar. Yazar 21 yaşındayken ilk kitabı Sokak Kızı Maggie’yi yayımladığında, fazlasıyla gerçekçi ve izlenimci olan eser okurların tepkisini çekmişti. Bugünse Crane’in gitgide büyüyen bir şehirde sadece insanların yaşadığı çevrenin değil, insan doğasının da değiştiğini ortaya koyan eserlerinin ilk örneği olarak kabul ediliyor ve pek çok akademik çalışmaya konu oluyor.”

Ve kitaptan bir bölüm …

Pete, Maggie ile ilgilenmişti.

Konuşmasının arasında, içten bir gülümsemeyle, “Bak ne diycem Mag, şekline şemaline vuruldum, cidden. Müthişsin,” dedi.

Kızın kendisini dikkatle dinlemekte olduğunu fark ettiği için, işinde olup bitenleri daha etkili sözler kullanarak anlatmaya başladı. Söylediklerine bakılırsa dövüşlerde yenilmek nedir bilmiyordu.

“Ha, bu arada,” dedi, aralarında anlaşmazlık olan bir adamdan söz ederek, “o lavuk tam bi’ İspanik gibi dövüşüyordu. Aynen. Tabii çarçabuk pes etti. Harbiden bak. Kendini boksör sanıyodu. Ama öyle olmadığını anladı! Hayret bi’şey.”

Pete küçük odanın içinde ileri geri yürüyordu. O yürüdükçe oda daha da küçüldü; öylesine küçüldü ki onun üstün savaşçılara özgü ağırbaşlılığını kaldıramayacak gibi göründü. Henüz çok genç bir delikanlıyken korkakların kanını donduran omuz sallayışı, o büyüyüp kendini geliştirdikçe on katına çıkmıştı. Buna bir de ağzındaki alaycı gülümseme ekleniyor, evrende onu korkutabilecek hiçbir şeyin var olmadığını tüm insanlığa ilan ediyordu. Maggie, hayranlıkla seyrettiği adamı gözünde iyice yüceltti. Onun kendisine büyük ihtimalle tepeden baktığını düşünüp, tepenin yüksekliğini aşağı yukarı hesaplamaya çalıştı.

“Geçenlerde şehrin yukarısında bi’ yerde salak herifin teki çıktı karşıma,” dedi Pete. “Bi’ arkadaşımı görmeye gidiyordum. Ben tam karşıdan karşıya geçerken herif koşup doğrudan bana daldı, sonra dönmüş diyo ki, ‘Seni küstah kabadayı,’ diyo, aynen böyle. ‘Hadi lan ordan,’ dedim ben de, ‘hadi lan, bas git, cehennem ol,’ dedim, aynen annadın mı, ‘Bas git, cehennem  ol,’ aynen böyle. Sonra herif delirdi. Bana, rezil hergele mi ne, öyle bi’şey dedi, sonra dedi ki, sonsuza kadar lanetlenecekmişim falan filan. ‘Vaaay,’ dedim, ‘Bak sen! Çok da umurumdaydı,’ dedim. ‘Çoook da umurumdaydı,’ aynen. Sonra da salladım herife yumruğu, iyi mi?”

Pete, Jimmie’yi de yanına alarak, bir tür zafer parıltısıyla Johnsonların evinden ayrıldı. Maggie pencereden uzanıp onun sokaktan aşağı doğru yürüyüşünü izledi.

Şiddet dolu bir dünyanın kudretini küçümseyen, heybetli bir adam çıkmıştı ortaya. Zırh kuşanmış güçleri aşağılayan bir insandı o; yumruklarıyla düzenin tunç kanununa küstahça karşı gelebilirdi. O bir şövalyeydi.

İki adam parlak sokak lambasının altından geçip gölgelerin içine daldılar.

Maggie arkasını döndü ve evinin karanlığını, lekeli duvarlarını, yetersiz ve kaba saba mobilyalarını dikkatle izlemeye koyuldu. Vernikli tahtadan yapılma, kırık dökük bir dikdörtgen kutunun içinde duran saat, birdenbire gözüne iğrenç gözüktü. Çalışırken gıcırdadığını fark etti. Halı desenindeki kaybolmaya yüz tutmuş çiçeklerin daha yeni çirkinleşmiş olabileceklerini düşündü. Rengi atmış perdenin görüntüsünü biraz canlandırmak için mavi kurdeleyle giriştiği küçük teşebbüsler de artık gözüne acınası görünüyordu.

Pete’in yemeklerde ne yediğini merak etti.

Sonra aklına yaka ve manşet atölyesi geldi. İşyeri zihninde sonsuz eziyet çekilen, kasvetli bir yer olarak şekillenmeye başladı. Kuşkusuz ki Pete, havalı işinden dolayı para ve görgü sahibi insanlarla temas halindeydi. Muhtemelen tanıdığı bir sürü güzel kız ve harcayacak yığınla parası vardı.

Öte yandan kendi dünyası zorluklar ve hakaretlere doluydu. Böyle bir dünyaya açıkça meydan okuyan adama aniden hayranlık duymaya başladı. Günün birinde gaddar ölüm meleği Pete’in yakasına yapışacak olsa, Pete herhalde omuz silker ve şöyle derdi: “Napalım, her şey gelip geçici.”

Kız onun yakın zamanda tekrar geleceğini umuyordu. Haftalığının bir kısmıyla rafın üstüne süsü yapmak için çiçekli bir patiska kumaş aldı. Kumaşı azami özen göstererek hazırladı ve mutfaktaki sobanın üzerinde hafifçe kaykılmış şekilde duran rafa astı. Odanın farklı noktalarından bakarak büyük bir titizlikle inceledi. Pazar akşamı Jimmie’nin arkadaşı gelirse güzel görünsün istiyordu. Ancak Pazar akşamı Pete ortalarda görünmedi.

Kız ise yaptığı işe bakıp kendisinden utandı. Pete’nin raf örtülerinden etkilenmeyecek kadar üstün bir konumda olduğuna artık iyice ikna olmuştu.

Birkaç akşam sonra Pete, giyim kuşamında etkileyici yenilikler yapmış olarak çıkageldi. Maggie onu iki defa görmüştü ve her görüşünde üzerinde farklı bir takım elbise vardı; bu yüzden onun fevkalade geniş bir gardıroba sahip olduğunu düşündü.

“Hey Mag,” dedi Pete, “Cuma akşamı en iyi elbiseni giy, seni bi’ eğlenceye götürücem, tamam mı?”

Pete gösterişli bir hareketle kıyafetini düzeltti ve raf süsüne bakmadan çekip gitti.

Maggie, atölyede sonu gelmeyen yaka ve manşetlere harcadığı üç günün büyük kısmını, Pete ve onun günlük hayatıyla ilgili durumlar tasarlayarak geçirdi. Kafasında Pete’e âşık altı yedi kadın canlandırdı ve adamın bunlardan çok cazip olan herhangi birine tehlikeli bir meyli olabileceğini, fakat bunun sadece adi niyetlerle olduğunu varsaydı.

Pete, zevkin doruklarında yaşıyor olmalıydı. Etrafında arkadaşları ve bir de ondan korkanlar vardı.

Pete’in onu götüreceği yerin altın rengi ışıltılarını hayal etti. Bir sürü değişik renklerle ve farklı melodilerle dolu eğlence yerinde küçücük, fare renginde biri gibi görünmekten korktu.

Annesi cuma sabahı durmadan viski içmişti. Öğleden sonra ise alev alev yanan yüzüyle, saçlarını savura savura küfür edip evdeki eşyaları parçaladı. Maggie saat altı buçukta eve geldiğinde annesi kırık bir masa ile iskemlelerin enkazı arasında uzanmış uyuyordu. Ev aletlerinin çeşitli parçaları sağa sola saçılmıştı. Kadın, sarhoşluğun yarattığı öfkenin bir kısmını raf süsünden çıkarmıştı. Şimdi bu raf süsü karmakarışık bir yığın halinde köşede duruyordu.

“Hah,” diye homurdandı kadın ve birden doğrulup oturdu. “Hangi cehennemdeydin? Ne diye eve daha erken dönmüyorsun? Sokaklarda sürtüp duruyorsun. Bildiğin şeytana dönmeye başladın sen.”

Pete geldiğinde Maggie üzerinde yıpranmış siyah bir elbise, yere dağılmış kırık parçaların ortasında onu bekliyordu. Pencerenin perdesi hoyrat bir el tarafından kenara çekilip bir kancaya tutturulmuştu ve çerçevenin kırık yerlerinden giren rüzgârla ileri geri sallanıyordu. Mavi kurdelelerin düğümleri, hunharca koparılıp atılmış çiçekler gibi görünüyordu. Soba sönmüştü. Kırık menteşelerinin ve açık kapaklarının arasından, içindeki koyu gri kül öbekleri görünüyordu. Bir yemekten kalan ve çürümüş ete benzeyen iğrenç artıklar bir köşede duruyordu. Maggie’nin yerde yatan hiddetli annesi, ağır bir küfür etti ve kızına kötü bir isim yakıştırdı. (Sayfa 31-34)

Önceki Haber

Çocukların ‘deprem kaygısı’ …

Sonraki Haber

İstifa mı?

Milas Bakış Gazetesi

Milas Bakış Gazetesi

Sonraki Haber

İstifa mı?

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Popüler
  • Yorumlananlar
  • Son Eklenen

Milas Kaymakamlığı görevine Mustafa Ünver Böke getirildi

4 Şubat 2021

Sitare-Osman Menteşe Çiftliği ile Kairos Zeytinevi’ne alkışlar!

14 Şubat 2020

Jandarma’dan rüşvet operasyonu

15 Ekim 2020

Op. Dr. Adnan Dikmen İzan Hastanesi’nde göreve başladı

2 Mart 2020

Annesini kaybetmiş bir çocuğum artık …

2

Kiminizi kaybettiyseniz aynı … Ne ki ‘kör etsin’ gözlerinizi o ölüm …

2

Daha yaşanacak günler varken …

2

Yangınları nasıl yazsam?

2

CHP Muğla Milletvekili Aday Adayı Dikmen; “Yatağan Termik Santrali, bir halk sağlığı sorunudur!”

31 Mart 2023

Atık alım tekneleri sezona hazırlanıyor …

31 Mart 2023

‘Bahar’ geliyorum diyor …

31 Mart 2023

Çocuklar masumdur …

31 Mart 2023
Facebook Instagram RSS

1 Haziran 2018 Cuma günü yayın hayatına başlayan gazetemiz BAKIŞ; tarafsız, ilkeli, çağdaş ve dürüst yayıncılığı ilke edinmiştir. Aynı düşüncelerle 2019 Nisan ayında, dijital gazeteciliğe de adım atmıştır.

Yayın politikamız Atatürk ilkelerinden asla kopmadan, tarafsız ve ilkeli olarak yayın hayatını devam ettirmektir.

Takip Et

Kategoriler

  • A. Kemal KAŞKAR
  • Begüm AYDINALP
  • Bir Satır
  • Bohça
  • Doç. Dr. Kürşat Şahin YILDIRIMER
  • Dr. Halise Heves ÖZYILMAZ
  • Dr. Kahraman KARAİSAOĞLU
  • Eczacı Bengi MERGEN (E.)
  • Genel
  • Gündem
  • Gündem|Son Dakika
  • Hüseyin AÇAR
  • İlknur GENÇOĞLU YILDIRIM
  • Köşe Yazıları
  • Kültür & Sanat
  • Melih KAŞKAR
  • Spor
  • Yılmaz Kaya AYLANÇ

© 2020 Milas Bakış Gazetesi - Tüm hakları saklıdır. Powered by Fikir Tasarım.

No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • Kategoriler
    • Gündem
    • Bohça
    • Kültür & Sanat
    • Bir Satır
    • Spor
  • Köşe Yazıları
    • A. Kemal KAŞKAR
    • Dr. Kahraman KARAİSAOĞLU
    • Eczacı Bengi MERGEN (E.)
    • Hüseyin AÇAR
    • Doç. Dr. Kürşat Şahin YILDIRIMER
    • Yılmaz Kaya AYLANÇ
    • Melih KAŞKAR
    • Dr. Halise Heves ÖZYILMAZ
    • Dr. İlknur GENÇOĞLU YILDIRIM
    • Begüm AYDINALP
  • İletişim Bilgilerimiz

© 2020 Milas Bakış Gazetesi - Tüm hakları saklıdır. Powered by Fikir Tasarım.

Hoşgeldin!

Hesabına giriş yapabilirsin.

Şifrenizi mi unuttunuz?

Create New Account!

Fill the forms below to register

All fields are required. Giriş Yap

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Giriş Yap