Yılmaz Kaya AYLANÇ
Bunun adı, ne derseniz deyin referandum!
“Önemli meselelerde halkın iradesini belirlemek amacıyla yapılan karar oylaması” şeklinde tanımlanan referandum, 28 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminin ta kendisidir.
Neden böyle bir niteleme yapıyoruz?
Bunun en basit haliyle bütünlüğü oluşturanlar da, değerler ve anlayışlar arasında bir uçurum var ise yani siyah ve beyaz gibi işte bu farklı yaklaşımların bir karara varması için en geçerli yol olarak uygulanan bir yöntem.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde 1. turda kazanan olmadı.
Şimdi sıfırdan başlanacak ve iki aday da kazanmak için son kozlarını masaya sürecekler.
Halk da bu seçimde bir adayı tercih ederek kararını verecek ve Türkiye Cumhuriyeti’ni önümüzdeki süreçte yöneten ekibin başını, devleti temsil eden kişiyi seçecek.
Ancak seçimi referanduma dönüştüren konu, kişilerin temsil ettiği anlayışlar. Yani basit bir kişi ya da parti seçimi değil.
Peki neden bu kadar önemli?
Neden basit bir seçim değil de referandum diye tanımlıyoruz.
Bunun için 2017 yılına dönmek istiyorum.
Bildiğiniz gibi o yıl Türkiye için bir dönüm noktası teşkil eden REFERANDUM yapılmış ve Türkiye tek kişinin her şeye karar verdiği “TEK ADAM REJİMİ”ni tercih etmişti.
2017 referandumunda bu gelecek rejimin ülkemiz için uygun olmadığı çok anlatılmış ancak “YETMEZ AMA EVET” diyen aydınların da desteği ile kıl payı fark ile mevcut iktidar bu referandumu kazanmıştı.
Ve o tarihten sonra değişen rejim ve seçilen tek adam yetkilerindeki Cumhurbaşkanı yönetiminde, yangına gidecek uçakların söndürme çalışmalarına katılmaları için dahi Cumhurbaşkanı talimatı gerekmişti.
Son talimatı da 11 şehrimizi yıkan deprem felaketi sonrası kurtarma çalışmalarına katılacak ekiplerin, askerin ve AFAD’ın çalışmalara başlaması için iki gün talimat beklenmiş ve sonrasında harekete geçilmişti.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yönetilmeye çalışılan ülkemizde an itibariyle hemen pek çok konuda çok çok geriye gidilmiş, mevcut ekonomik yapı ise İFLAS noktasına dayanmıştır.
Bugün bankalardan kredi alabilmekte, özellikle döviz ihtiyacının karşılanmasında sıkıntılar yaşanmaktadır.
Şimdi tüm bu kötü gidişe dur diyebileceğimiz bir fırsat bulunmaktadır.
TBMM iktidar tarafından çoğunluğu kazanılmış olması nedeniyle ülkede DENGEyi sağlayacak olan son şans, yeni seçilecek Cumhurbaşkanı’nın muhalefeti temsil eden MİLLET İttifakının adayı Kılıçdaroğlu olmasıdır.
Peki neden referandum:
Tek adam rejiminin devam etmesini istemiyorsan.
Adalet istiyorsan!
‘Liyakat önemli’ diyorsan.
Ülkemize; Türkçe bilmeyen, ülkeyi tanımayan ve katkısı olmayan sığınmacı adıyla elini kolunu sallaya sallaya yabancılar gelsin ve vatandaş olsun istemiyorsan. Ve bunlar senin kader seçimin olan konularda oy kullanmasın diyorsan.
Enflasyonun düşmesini istiyorsan.
Yanlış para politikaları ile herkes döviz peşinde koşmasın diyorsan.
Gelir dağılımının adil olmasını istiyorsan.
Asgari ücret genel ücret olmamalı ve asgari ücretle bile insanca yaşanmalı diyorsan.
Çocukların yatağa aç girmesini istemiyorsan.
İstanbul Sözleşmesi geçerli olsun diyorsan.
Halktan çalınanlar geri alınıp halka dağıtılsın diyorsan.
Yolsuzlukların önlenmesini ve bu yönde yasal düzenlenmelerin yapılmasını istiyorsan.
Yargı bağımsız olmalıysa.
Sınavlarda mülakat kalksın diyorsan.
Şeffaf bir yönetim istiyorsan.
Yönetim hesap verebilir olmalı diyorsan.
Çocuklara yapılan tacizlerin cezasız kalmasını istemiyorsan.
Çocuk yaşta kızlarımızın evlendirilmelerini doğru bulmuyorsan.
Uyuşturucu ile mücadele yapılmalı ve cezalar artırılmalı diyorsan.
Kadın cinayetleri son bulsun istiyorsan.
Ülkemizin komşuları ile iyi geçinmesini önemsiyorsan.
Özgür bir ülkede yaşamak istiyorsan.
İmar affını doğru bulmuyorsan.
Tarımın desteklenmesini ve yeniden üretmesini istiyorsan.
Çetelerin soygunu dursun artık diyorsan.
Deprem için toplanan vergiler nerede, bilmek istiyorsan.
Çağdaş, demokratik ve refah ve barış içinde bir ülkede yaşamak istiyorsan!
Ülkeyi bir ailenin, eş dost ilişkileri içinde yönetmesini istemiyorsan.
Bu seçimde sandığa gidip oyunu kullanmalısın.
Bu referandumda, ya karanlığı ya aydınlığı seçeceğiz!
Kurucumuz, Önderimiz, Işığımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk gençliğe hitabında, “Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve delalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır” diyerek o tarihlerde gelecek için düşüncelerini gençlere bildirmiştir.
28 Mayıs günü Türkiye tarihi bir seçime, REFERANDUMA gidecek ve yurttaşlar tercihlerini kullanarak ülkenin geleceğe nasıl yürüyeceğini, yaşam tarzından farklı değerlere kadar pek çok konuda nasıllara bir yanıt verecektir.
Bu tercih aynı zamanda herkesin kendi geleceği de olacak tabii ki!
Bu çok önemli tercihte bulunmak, kendi ve ülkenin geleceği için tüm yurttaşların sandığa giderek oylarını kullanması son derece önemli olacaktır.
Yurttaş bu görevini yerine getirirken, partiler de atılan bu oyların korunması, sandığa atıldığı gibi çıkması ve ilan edilmesi konularında kendi üzerlerine düşenleri eksiksiz yapma konusunda mazeret bırakmayacak şekilde görevlerini yapmalılar.
Bu konuda pardon olmayacaktır ve vebali son derece büyüktür.
Birleşe birleşe kazanmak dileği ile güzel bir Türkiye’de görüşmek üzere! (23.05.2023)